Bugun...
Reklam
Reklam
GÜZEL GÜZEL...


Sibel Unur Özdemir GÖNÜLLER SOHBETTE
 
 

GÜZEL GÜZEL

 

Göreceli bir kavramdır güzellik. Değişir kişiden kişiye. Birinin ak dediğine kara diyebilir başka biri. Zevkler ve renkler tartışılmaz, güzellikte böyledir. Güler yüze, tatlı dile doyulmaz. Yüz güzelliği gelip geçicidir, önemli olan huy güzelliğidir.

 

Beğenilendir güzel.

Göze, kulağa, yüreğe hoş gelendir.

Kimi severse gönül odur güzel.

Yârin gözleridir, sözüdür, özüdür.

İyi bir ahlâka sahip olmaktır güzel.

Çehreye yayılan en sıcak gülümsemedir güzel.

Onun için en iyisini düşünmek, düşlemektir güzel.

Seni içine alan, başka coğrafyalara götüren bir melodidir güzel.

Yüreğindeki dizeler, gönlündeki türkülerdir güzel.

Okuduğun şiirdir, dile getirdiğin duyguların, kurmaktan çekinmediğin kadirşinas cümlelerdir aşka dair.

Belki de henüz yazmadıkların, kendine sakladıklarındır güzel.

Görmeyi bilen gözlerdir güzel olan ve görülen güzellikleri paylaşmaktır hiç düşünmeden. Biz insanlar değil miyiz içimizde her türlü duyguyu barındıran, çirkinlikleri çok kolay telaffuz edebilen ama nedense güzel olanı görmezden gelen ve takdir etmeye layık görmeyen. Belki hasetlik eden, kıskançlık yapan bazen de gıpta ile bakan ve içimizdeki şeytana uyup güzellikleri ifade etmeyi bırakın, yanından öylece geçip giden.

Yemyeşil ağaçlarla bezeli ormanın hemen ardında ışıldayan mavi bir göldür güzel. Yağlı boya bir tablo gibi kusursuz o büyüleyici manzara. Ve kanat çırpan bir kuş sürüsü. Ve dahası bazen bir diyardan diğerine göçmektir güzel olan.

Yediğin ekmek, içtiğin su, adım atan ayakların, gören gözlerin, işiten kulakların, tutabilen ellerin, istediğin yere gidebilmen, dilediğini yapabilmen, soluduğun havadır güzel.

Ellerini göğe doğru kaldırman ve dudaklarından dökülen dualarla secdeye varmaktır güzel.

Sevdiğiniz insanların olması ve sizi seven dostlarınızın olmasıdır belki de en güzeli. Elbette değer vermek, değer görmek, saygı duymak ve saygı duyulmaktır güzel olan. Fedakârlığın yüreğinizde bıraktığı o tılsımlı efsundur bazen de.

Ruha giydirilmiş elbiselerin güzelliği çeker ilk başta sizi, olasıdır bu ama durun ve düşünün bir kez. O elbisenin içindeki ruh değil midir asıl güzel olması gereken ve geriye kalan da bir tek bu değil midir?

Zoru başarmaktır güzel olan. Emeğindir, alın terindir.

Kurumuş dudaklarına bir damla suyun değmesidir akşam ezanıyla birlikte.

Tarlalardaki gelincikler, suyun yüzündeki nilüferler, karların içindeki kardelenler ve sevdiğinin yüzünde gülünce, ta yürekten gülünce açan ismini sadece senin bildiğin ışıltılı çiçeklerden başka nedir ki güzellik.

Bir çocuğun “anne” demesidir güzel.

Beklediğin anın gelmesi ve “seni seviyorum” cümlesini duymandır sonunda.

Ay ışığının şavkı altında onu düşünmek, güneşin doğuşunda saçlarını, bulutun yavaşça kaymasında o pamuk dokunuşunu teninde hissetmek, yağmur damlalarında gözyaşını görebilmek ve anne şefkatiyle uzanıp silivermektir yanağını ıslatan ince sızının her bir damlasını.

Sis huzmesinin varlığının içinde bile onu düşünmek ve O’nun da seni düşündüğünü hissedebilmektir güzel olan.

Uzakları yakın kılabilen, gününü aydınlatan, yüreğini coşturan, kanat taktırıp uçurtan ve dahi ayaklarını yerden kesen telefonun ucundaki sestir duymak istediğin.

Çöl sıcağında bırakıvermektir kendini denizin derinliklerine, kulaç atabilmektir mutluluğa doğru, serinlemektir olabildiğince.

Yorulduğunda yatağa uzanabilmektir güzel.

Bir şehrin size sunduklarıdır güzel. Pikniktir, seyahattir, tatildir.

Hazan rengidir sonbaharda, kurumuş yapraklardır güzel.

Yeşeren dallardır baharda, tomurcuklanan aşkın alevidir güzel.

Bebeğin agusu, tenindeki süt kokusudur güzel.

Denizin yakamozu, sirenlerin ezgileri, ağacın yeşili, göğün mavisi, camının önüne kadar ulaşan sarmaşık, ağustos böceğinin sazından dökülen nağmelerdir güzel.

Şelalenin çağıltısı, kuşların cıvıltısıdır güzel.

Yaşanan her andır güzel.

Annesinin cebindeki kangurudur güzel.

Kırlarda özgürce koşan yavru bir ceylandır güzel.

Yumakla oynayan kedi, koşup gazeteyi getiren bobi.

Altın sarısı başaklar, kan kırmızı domatesler, orak tutan ellerdir güzel.

Sevgilinin saçlarını süsleyen papatya tacıdır güzel.

Öyle anlar vardır ki çok ama çok güzeldir gözyaşları.

Yüreğinize dokunandır güzel.

Beklemediğiniz anda gelen bir iltifat ya da teşekkür belki merhaba, belki de bir özürdür güzel olan. Ve tabii affetmeyi bilmek, gönlünde “canı sağ olsun” a yer açabilmektir.

Bir babanın yavrusunu kucağına almasıdır güzel.

Sağlıkla uyandığınız her yeni gün ve sevdiklerinizin yanınızda olmasıdır, güzel olanın da güzeli.

Ruh hallerimize göre değişir güzellik.

“Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca” der dizelerinde Karacaoğlan. Sahiplenmek ister kendi güzelini.

Küçümser biraz da Âşık Veysel sevdiğini. Güzelsin der, güzelsin ama der, sadece benim gözümde güzelsin.

“Güzelliğin on par'etmez

Bu bendeki aşk olmasa

Eğlenecek yer bulaman

Gönlümdeki köşk olmasa”

Gelip geçicidir güzellik insanda lakin cami yıkılsa da mihrap yerindedir der Atalarımız. Elbette bir bildikleri vardır bu cümleyi kurarken.

Estetiktir birazda güzellik. Göz önünde olanlar ameliyatı bile göze alırlar güzellik uğruna. Bıçak altına yatarlar. Kendilerince doğru olduğuna inandıkları şeyi yaparlar. Kanımca iç güzelliktir asıl olan. Bakın ne güzel dillendirmiş Muhammet Yarbaşı dizelerinde güzeli.

“Kur’an her zaman güzel,

El, abdestli olduğunda güzel,

Gece, Ay ile güzel,

Gündüz ise güneş ile güzel,

Yaratılmış olan her şey güzel,

Çünkü Yaratandan ötürü güzel.”

Herkes gönlünden geçtiği gibi yaşasın güzeli derken Nazım’ın dizesiyle son veriyorum satırlarıma;

“Güzel günler göreceğiz çocuklar.”



Bu yazı 7018 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI