CUMHURİYET ÇOCUĞU OLMAK


Songül DÜNDAR Savaşların Kadını
 
 


CUMHURİYET ÇOCUĞU OLMAK

Ben Cumhuriyet çocuğuyum demek anlamlıdır.

O insan Cumhuriyeti çok seviyor demektir.

O insan Cumhuriyetin erdemlerini biliyor demektir.

Ve o insan;

Cumhuriyetin ne demek olduğunu biliyor demektir.

Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir yönetim biçimidir.

Cumhuriyet, yöneticilerin göreve getirilmesinde veraset sistemini reddeder.

Cumhuriyet adı verilen yönetim biçiminde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir. Bu nedenle yöneticiler, toplumu keyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini göz önünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değildir ve halk iradesi ile sınırlıdır.

Cumhuriyetlerde bu özellikler, yönetenleri siyasal bakımdan halka karşı “sorumlu” duruma

getirmiştir. Yönetilenleri tebaa, kul olmaktan çıkarıp vatandaşlık konumuna getirmiştir.

Türkiye’de cumhuriyet yönetimine 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir. Ancak; Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kurulduğu 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiili başlangıcı olduğunu ifade etmek gerekir.

TBMM kurulurken, “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu” ilan edilmiş; ulusun seçtiği meclisin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere görev üstlenmiştir.

 Cumhuriyet iktidarı; kişilerin, ailelerin, grupların tekeline bırakılmamasına, vatandaşların yönetime etkin bir şekilde katılmasını sağlamıştır. Bunu sağlayan özelliğe Cumhuriyetçilik adı verilir.

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk Cumhuriyetçiliği’dir.

 Atatürk, Cumhuriyetçiliği yalnız hükümdarlığın reddi veya veraset yöntemlerinin reddi olarak anlamakla kalmamış, aynı zamanda demokrasi kavramı ile birlikte düşünmüş ve demokratik bir Cumhuriyetçilik biçimini benimsemiştir. “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir ” denmiş ve bu madde değiştirilemez kılınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Anayasasından beri yer alan bu madde, değiştirilmez olmakla Türk Ulusu’nun da bu konudaki hassasiyetini ve Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığını ifade etmektedir.  

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti”dir ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeyle Cumhuriyetin Demokratik devlet kavramı ifade edilmekle birlikte aynı zamanda demokrasi ideali, bu ideale ulaşabilme azim ve kararlılığı da ifade edilmektedir. Uygulama başarısı bakımından ise; demokrasiyi oturtma ve yaşatma çabalarının samimiyeti oldukça önemlidir.

Biz Atatürk Türkiye’sinin birer ferdi olarak hem cumhuriyete sahip çıkma, hem de Türkiye Cumhuriyet’inin ve Atatürk ilkelerinin ayrılmaz birer unsuru olan laiklik ve demokrasiye sahip çıkma anlamında samimiyetimizi açıkça ifade etmek isteriz.

Cumhuriyet çocuğu olmak samimiyeti gerektirir.

Cumhuriyet çocuğu olmak, cumhuriyete sahip çıkmayı gerektirir.

Cumhuriyet çocuğu olmak Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlılığı gerektirir.

Ve Cumhuriyet çocuğu olmak;

Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini ve dirliğini savunmayı gerektirir.

  [email protected]

www.songuldundar.com



Tarih: 27.10.2017 15:57