İKİNCİ HAYAT KAMPI IŞIK ÜNİVERSİTESİ’NDE
Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında adından söz ettiren, Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi’nin düzenlediği Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Kampı, farklı ülkelerden organ nakli olmuş çocukları Şile’de buluşturdu. İngiltere, Macaristan, Norveç ve Türkiye'den bir araya gelen 30 nakilli çocuk, keyifli etkinliklerle zaman geçirmeye başladı. Kampta, organ bağışına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için dünyaca ünlü organ nakli cerrahlarının konuşmacı olarak katıldığı Türkiye’nin en kapsamlı organ bağışı konferansı düzenlendi. FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyetinin katılımı ve Işık Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı kampanya ile 500 organ bağışı yapıldı.
Her yıl geleneksel olarak Antalya’da düzenlenen Uluslararası Organ Nakilli Çocuklar Kampı bu yıl 1-5 Temmuz tarihleri arasında Işık Üniversitesi Şile Kampüsünde gerçekleştiriliyor. Bu yılki kampa; İngiltere, Norveç, Macaristan gibi ülkelerin yansıra Türkiye’den İstanbul, İzmir, Trabzon, Konya, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi şehirlerden de çocuklar ve aileleri katıldı. Böbrek, kalp ve karaciğer nakli ile ikinci hayatlarına başlamış olan şanslı çocuklar, kampta keyifli dakikalar geçirdi. Birkaç gün de olsa hastalıklarını unutarak yaşıtları ile tatil yapmanın keyfini çıkaran nakilli çocuklara kamp boyunca üniversite öğrencileri rehberlik ederek mutlu bir tatil geçirmelerine katkıda bulundu. Nakilli çocuklarla boyama aktiviteleri ve ebru çalışması yaparak, grup oyunları, sessiz sinema, karaoke ve dart gibi oyunlar oynadılar.
ŞAMPİYON CERRAHLAR ORGAN BAĞIŞININ ÖNEMİNİ ANLATTI
‘Organ Nakli Konferansı’; FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Üyeleri, akademik ve idari kadro, öğrenciler, nakilli çocuklar ve ailelerinin katılımı ile halka açık olarak gerçekleşti. Dünyaca ünlü karaciğer nakli cerrahı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, böbrek naklinde dünya rekortmeni olan Prof. Dr. Alper Demirbaş, Türkiye’de ilk başarılı akciğer naklini gerçekleştiren cerrah Doç. Dr. Asım Kutlu ve Türkiye’nin en genç profesör olmuş çocuk böbrek hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ahmet Nayır; konferansta organ bağışının önemini vurguladı.
BAŞKA BİR GÜZELLİK DAHA VAR:
ÖLDÜKTEN SONRA YAŞAMAK DAHA DA GÜZEL
Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman Organ Nakli Konferansı açış konuşmasında; “Türkiye’nin organ nakli yapan efsane isimleri buradalar. Bugün birçok mutluluğu birlikte paylaşıyoruz. Her şeyden önce uluslararası organ nakilli çocukları üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.
Yaşamakda Güzel, Yaşatmakda… Başka bir güzellik daha var: öldükten sonra yaşamak daha da güzel. Organ nakillerinin çok özel tarafları var. Öldükten sonra organlarınızı sizden sonrakilere bırakmak ve onların yaşamasına katkıda bulunmak. En kötü şartlar altında, bile ölünceye kadar yaşama şansınız var. Ondan sonra da yaşama şansınız olabilir, arkanızda bırakmış olduğunuz eserlerle. Ben bundan dolayı organ naklinin fevkalade önemli olduğunu düşünüyorum.
Bugün Işık Üniversitesi için de gerçekten bir dönüm noktası. Organ nakilli çocuklar ve aileleriyle bir arada olmak, onların duygularını paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Bugün burada Türkiye’de Organ Nakli konusunda branşlarında dünyaya kendini kanıtlamış hocalarımızla birlikte olmak bizlere şeref verdi.” dedi.
DOKTORLAR EMEKLİ OLMAZ, DOKTOR OLARAK ÖLÜRLER
Prof. Dr. Münci Kalayoğlu hocamızın söylediği bir sözü aktarmak istiyorum: “Doktorlar emekli olmaz, doktor olarak ölürler”dedi. Buna yürekten inanıyorum. Biz bilim insanlarında da emeklilik söz konusu değil. Ölünceye kadar insanlık adına çalışmalarımıza devam edeceğiz.
TÜRK CERRAHLAR KADAR KABİLİYETLİ, BECERİKLİ VE ARAŞTIRMACI CERRAHLAR GÖRMEDİM
Karaciğer nakli konusunda uluslararası başarılara imza atmış olan, hocaların hocası Prof. Dr. Münci Kalayoğlu;
Cerrahlar olarak bizler çok yoğun çalışıyoruz. Böyle olunca zaman zaman hayatın bazı noktalarını kaçırıyoruz. Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesine, böyle anlamlı bir organizasyona ima attıkları için çok teşekkür ediyorum. Ben organ nakli cerrahıyım. Sanırım şuan dünyadaki en yaşlı organ nakli cerrahıyım. 2500’e yakın karaciğer nakli yaptım. Hala cebimde ilk nakil yaptığım karaciğerin fotoğrafı mevcut. Hastalarımın isimlerini hatırlayamıyorum ama onları ciğerlerinden tanıyabiliyorum. Türkiye’de işler çok iyi gidiyor. Dünyanın her bölgesinden sayısız cerrahla çalıştım ve ağırlıklı olarak yurt dışında bulundum. Ama Türk cerrahlar kadar kabiliyetli, becerikli ve araştırmacı cerrahlar görmedim. Bu yıl yaklaşık 2500 karaciğer, 3000 kadar böbrek nakli yapıldı… İstanbul, Antalya, İzmir, Erzurum, Kahramanmaraş, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır ve Ankara’da organ nakli merkezlerimiz var. Çok iyi yetişen ekiplerimiz, ekipman desteğimiz var; bu konuda bir şey yok… Organ.
ÖLEN DÖRT HASTADAN ÜÇÜNÜN ORGANLARI BAĞIŞLANMIYOR
“Geçen sene yaklaşık 1300 adet beyin ölümü tespiti yapıldı fakat son beş senede gerçekleşen beyin ölümlerinden sonra ailelerin sadece yüzde 22-25’i organ bağışı için onay verdi. Yani her dört hastadan üçü organlarını bağışlamadan defnedildi. Sevgili misafirler organ bağışı sevapların en büyüğüdür ama bu olgu kültürel ya da bazı dini düşünceler nedeni ile destek görmüyor; bunu aşmalıyız. Bu kadar güzel organ nakli merkezimiz varken, bu konuda başarılı çalışmalarımız varken; bu eksikliğimizi gidermeliyiz. Sizlere çok şey söyleyebilirim ama en önemlisi organlarınızı bağışlayın.” dedi
ASIL OLAN HAYATTIR
Yaptığı böbrek ameliyatları ile dünya Şampiyonu olmuş olan Prof. Dr. Alper Demirbaş;
“Türkiye’nin gündemi çok yoğun. Ama bir atasözümüz var: Neremiz hastaysa bizim canımız oradadır. Türkiye’de her gün 100 bin üzerinde kişinin ve ailelerinin canı, bir böbrek bir karaciğer ya da kalp bulunabilir mi? sorusuyla yanıyor. Bu nedenle organ nakli demek organ bağışı demek hayatın ta kendisidir. Bu bin bir tane gündemin içinde asla gündemden düşmemesi gereken bir noktadır. Çünkü asıl olan hayattır.
Şimdiye kadar 5 binin üzerinden organ nakli gerçekleştirdim. Bunun verdiği haz tahmin ediyorum ki dünyadaki her hangi bir şeyin verebileceği hazdan çok çok daha fazladır. Çünkü insanlar ölmek üzereyken yaşatıyorsunuz. Geçen gün bir böbrek nakli yaparken, 7 yıl önce böbrek nakli yaptığımız bir hastamızın bitişik ameliyathanede sezaryen ile doğum yapıp anne olduğunu öğrendim. Bu mutluluk başka hiçbir meslekte yoktur. Bir yandan organ nakli yapmak, bir yandan organ nakli yapmış olduğunuz hastanın doğum yapması…”
ORGAN BULAMIYORUZ
“Yeterince organ nakli yapabiliyor muyuz? Hayır. Neden yapamıyoruz? Çünkü organ bulamıyoruz. Bunun iki nedeni var: Birincisi ölmüş kişilerin organlarını bağışlamak konusunda Türkiye’de yeterli bir kültür yok. Organ,sadece ölünce bağışlanır diye bir algı oluşması gerekiyor. Ama Türkiye’de böyle bir algı oluşmadı ve yıllarcada gelişmeyecek gibi görünüyor. O nedenle dünyada öldükten sonra en az organ bağışı yapan ülkelerden biriyiz. Bunun alternatifi ise yaşarken sevdiklerimize bir böbreğimizi ya da karaciğerimizin bir kısmını bağışlamak. Bunu yapıyoruz ama bunu yaptığımız için biz organ naklinde geriyiz gibi bir algı oluşuyor, böyle bir şey yok. İster ölmüş olan kişilerin; ister yaşayan kişilerin organlarıyla bir hayat kurtuluyorsa; o hayat kurtulmuştur. Sizlere söyleyebileceğim bir tek şey var: Öldükten sonra organlarınızı bağışlayınız.”
HER DÖRT SAATTE BİR, ORGAN NAKLİ BEKLEYEN HASTAMIZI KAYBEDİYORUZ
“Biz yaşarken de organlarımızı, bir böbreğimizi, karaciğerimizin bir kısmını yakınlarımıza bağışlayabiliriz. Bunu yapmazsak ne oluyor biliyor musunuz? Buraya oturduğumuzdan beri organ bulamadığımız için bir hastamızı kaybettik. Her dört saatte bir hastamızı kaybediyoruz. Yani biz onlara kıyıyoruz. Biz çocuklara, analara, gelinlere kıyıyoruz. Neden? Çünkü onları kurtarabilecekken; kurtaramıyoruz. Herkes bir gün organ nakline ihtiyaç duyabilir. Türkiye’de % 10 oranında böbrek hastalığı var. Toplumun % 10’unda yaklaşık Hepatit B taşıyıcılığı var. Yani kişiler böbrek ve karaciğer nakli olmaya adaydır. O halde kıymayalım bu insanlara. Organlarınızı bağışlayın. Yaşarken bağışlayın. Öldükten sonra bağışlayın. Yaşatmak için bağışlayın.
GÜNAYDIN DEMEK İÇİN BİLE 3 KERE NEFES ALMALARI GEREKİYOR
Türkiye’de ilk başarılı akciğer naklini gerçekleştiren Doç. Dr. Asım Kutlu;
“Işık Üniversitesi bizi böyle bir vesile ile ağırladığı için tüm yöneticilerine çok teşekkürler.
Size Brezilyada yapılmış buzdan heykellerin içine organ konulmuş bir fotoğrafı göstereceğim, ben akciğeri seçtim. Burada gerçekten buzlar eriyor ve geriye organlar kalıyor. Bir gün biz de eriyeceğiz ve geriye hiçbir şey kalmayacak. Eğer organlarımızı bırakabilirsek arkamızda, gerçekten bizim adımıza büyük bir şey olur.
Maalesef organ bekleyen akciğer hastaları, böbrek nakli bekleyen hastalar gibi güzel konuşamıyorlar. Günaydın demek için bile 3 kere nefes almaları gerekiyor. Bizi dinleyen genç arkadaşlara şunu söylemek isterim ki; hep iyimser olmak lazım, iyimser olanlar kazanacak hep. Çok uzakta olan şeylere üzerinde çok çalışırsak bir gün ulaşabiliriz. Bizim de Türkiye’de işleri yapma şeklimiz var, bazı örneklerle batıdan farklı olarak biz de kendi yöntemlerimizle çok daha başarılı olabiliriz. Bazen çok demoralize olduğumuz zamanlar var, olmamamız gerekir. Çünkü biz farklı bir kültürün farklı sorun çözen insanlarıyız aslında.”
AKRABA EVLİLİĞİ BÖBREK HASTALIĞI SEBEBİ
Türkiye’nin en genç profesör olmuş çocuk nefroloğu Prof. Dr. Ahmet NAYIR;
“Böbrek naklinin öneminin yanında toplumumuzda nasıl bu böbrek hastalıklarını azaltabiliriz, bunun bilincini oluşturmamız lazım. Türkiye’de nasıl hatalar yapıyoruz, bunları bir kaç noktada belirtmek istiyorum. Çünkü aramızda çok genç arkadaşlar var. Onların bilgisi toplumda bir yayılım yapar ve bazı hataları belki azaltabiliriz. Bunlardan bir tanesi bence akraba evliliği. Çünkü Türkiye’de hala akraba evliliği % 20-25 oranında oluyor ve akraba evliliği ile bazı hastalıklar özellikle de böbrek hastalıkları daha sık görülebiliyor. Anne baba sağlamken çocuklarda % 25 oranında böyle ölümcül hastalıklar ortaya çıkabiliyor.”
İLERİDE ORGAN BEKLEYEN HASTA SAYISI ARTACAK
“Bir başka önemli nokta, bence anne karnındaki takiplerin iyi yapılması. Şöyle hatalar olabiliyor, çocukta hayati bir hastalık tespit ediliyor, bu aileye bildiriliyor ama aile bebeğini aldırmayı kabul etmiyor ve çocuk bu şekilde doğuyor. Ailede çok büyük bir yıkım ve toplumda çok büyük sorunlar oluşturuyor.”
EMANETİMİZE İYİ BAKALIM
“Çocuklarımız su içmiyor yanlış besleniyor ve iyi bir şekilde dinlenmiyorlar, spor yapmıyorlar. Bunlarda ileride böbrek hastalıklarını daha çok arttıracak. Çünkü ileri yaşlardaki böbrek hastalıklarında biliyoruz ki hipertansiyon, damar sertliği ve özellikle diyabet çok önemli. Biz bunlara toplumda dikkat etmezsek bu hastalıkların sayısı çok artacak ve ileride organ bekleyen hasta sayısı artacak. Türkiye için çok büyük bir sorun aynı zamanda hep söylenen biz öldükten sonra organlarımızı bağışlayalım. Bu çok doğru bir olay ama bağışladığımız bedeninde sağlam olması lazım. Yani biz emanetimize iyi bakalım ki, bunu iyi bir şekilde devam ettirelim. Biz organımızı bağışlıyoruz demenin çok anlamı yok bunu vasiyetimiz diye bildirmemiz lazım.”
İLK ORGAN BAĞIŞI 63 YAŞINDAKİ BAŞKAN VE ÜYEDEN GELDİ
Konferansın hemen ardından gerçekleştirilen Organ Bağışı Kampanyasının ilk organ bağışını FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman ve Mütevelli Heyeti Üyesi Cem Yurtbay organlarını bağışlayarak yaptı. Organ Bağışı Kampanyasına bir saat içerisinde yaklaşık 100 organ bağışçı katılarak yaklaşık 600 organ bağışı yapıldı.
ÜNLELER DE ORGAN NAKLİNE DESTEK VERDİ
Bu projede görevli olan Işık Üniversitesi öğrencileri, ünlülere ulaşarak projeye destek mesajı vermelerini istedi. Duyarlı ünlüler de çektikleri videoları göndererek organ bağışı çağrısı yaptı. Bu çağrılardan oluşan video Organ Nakli Konferansına katılan yaklaşık 500 izleyici tarafından büyük alkış aldı.
Haluk Bilginer, İlhan Şeşen, Serra Yılmaz, Hüseyin Avni Danyal, Burhan Şeşen, Ata Demirer, Gürkan Uygun, Ayda Aksel, Ayşenil Şamlıoğlu, Serra Halis, Kemal Kuruçay, Ufuk Özkan, Serkan Çağrı, Resul Dindar, Yeliz Akkaya, Lemi Filozof, Abidin Yerebakan, Murat Okay, Gözde Okur, Ecem Üstündağ, Dr. Halit Yerebakan ve birçok ünlü isim organ bağışına destek verdi.